Varoluşçu Terapi

Varoluşçu terapi, içinde bulunulan yaşantıya ve ilişkiye odaklaşmak olarak ifade edilebilir. Çünkü varoluş ilkesinin dayandığı nokta temelde ne olacağımızın kendi elimizde olduğu, asla yaşadığımız koşulların kurbanı olmadığımız felsefesidir.

Varoluşçu terapide tamamen hümanist bir yaklaşımla, bireylere seçimlerinde ve eylemlerinde özgür oldukları ve bu nedenle de seçimlerinin ve eylemlerinin sorumluluklarını almaları gerektiği yönünde telkinlerde bulunulur.

Varoluşçu terapide şu anki yaşantı üzerine yoğunlaşılmaktadır ve geçmiş yaşantılar şu anın doğru bir şekilde aydınlatılmasında işe yarayan bir unsur olarak görülmektedir. Çünkü varoluşçular psikolojik rahatsızlıkları bir hastalık olarak değil, bireyin varoluşsal sorumluluğundan kaçışın bir sonucu olarak değerlendirmektedirler. Bu anlayışa göre sağlıklı bir kişi sürekli olarak gelişmekte ve bu süreçte kendi varoluşsal sorumluluğunu üstlenerek kendisini yeniden var etmektedir. Bu anlamda birey rahatsızlıklarından kurtulmak için tercihlerde bulunmalı ve bulunduğu tercihlerin sorumluluğunu almalıdır.

Varoluşçu terapide danışanların birbirlerinin hayat hikayelerini dinlemeleri, dinlediklerinden çıkarımlar yapmaları ve hayatın gerçekleriyle yüzleşebilmek için iradelerini kullanmaları amaçlanır.

İlk hedef bireyin içinde bulunduğu ruhsal çatışmalarda kendi rolünün ne olduğunun farkında lığını kazanmasıdır. Ardından o çatışmaların sebep olduğu tercihlerde kendi iradesinin ne denli önemli olduğu, pasif bir kurban olmadığı, aslında her bireyin kendi yaşamının mimarı olduğu ve eğer iradesini kullanır ve tercihlerinin sonuçlarıyla tek başına yüzleşebilme cesareti gösterirse çok daha huzurlu olacağı yönünde danışmanlık desteği alır.

Varoluşçu terapinin temel hedefi, danışanların seçimlerinin farkına vararak bu seçimlerin sonuçlarına katlanmayı göze almalarını sağlamaktır. Birey kendi yaşamı üzerinde düşünmeye, yaşadığı koşullarda kendisinin pasif bir kurban olmadığını, yaşadıklarının yaptığı tercihlerden dolayı olduğunu fark edip bu durumu kabullenmeye başladığında iyileşme süreci başlamış olmaktadır. Bireyin özgürlüğünü engelleyen katı kurallardan ve alışkanlıklardan kurtulması öğretisidir.